Tiyatro haftası yaklaşırken, Ali Kemal'le çok sık gidemediğimiz oyun için bilet aldık.
Ali Kemal tiyatroyu duyunca çok mutlu oldu. O günü büyük bir sabırsızlıkla bekledi...
Tiyatroya gittiğimizde, Ali Kemal yine aynı ilgiyle izledi Max ve arkadaşlarını. Hatta oyuna dahil olup, Maxla birşeyler konuştu :) ve başka bir çocukla onun için tartıştılar.
Ali Kemal'de en az Max kadar ilgi çekti, oyun bitince ablalar gelip öpüp kokladılar.
Konusu şöyle;
Her gün aynı işleri büyük bir can sıkıntısı içerisinde yapan beş arkadaş her zaman ki gibi aynı yerde, aynı bankta oturmaktadır… O sırada oradan geçmekte olan bir oyuncu, kendilerine bir teklif sunar… Eğlenceli bir hikayeyi oynayacaklardır… Bu Max adında küçük bir çocuğun, dişi çekildikten sonra çıkardığı korkunç sesle ıslık çalmasının hikayesidir… Max önceleri anlam veremediği bu ıslığı, kendisiyle oyun oynamayan ve her şeyi yasaklayan ailesine, sürekli konuşan teyzesine, kendilerini evden atan ve oyuncaklarını çalan ev sahibine karşı kullanmaya başlayacaktır… Artık o bir kahramandır… Herkes onun korkunç ıslığından korkacak, ne istiyorsa yapmasına izin verecektir… Ta ki Max’ın yeni bir dişi çıkana kadar… |
Carsten Krüger & Volker Ludwig'in yazıp, Meriç Gök'ün çevirdiği oyunu ailece çok sevdik.
Hatta o kadar sevdik ki haftaya yerimizi ayırttık bile :)
Trene binmeden eve gitme olur mu hiç?
Yürümek ve konuşmak beni oldukça yordu ve acıktırdı, yemeğe çıkmadan bir simidi kapıp yedim bile :)
Immm Trabzon'un simidi gibisi yok!
0 yorum:
Yorum Gönder