Tesadüfen Pedagog Sevil YAVUZ'un yazısına rastladım bu gece. İyikide rastlamışım yoksa Ali Kemal'in birden beliren karanlık ve canavar korkusunun sebebini anlayamayacaktım. Caillou'nun bir bölümünde gece karanlıkta gölge görüp canavar olduğunu söylemiş ve korkmuştu. Anne babasını çağırıp korkusunu belirtmişti. O güne kadar karanlık ve canavarı öğrenmemiş olan Meleğim çok sevdiği kahraman sayesinde öğrenmişti.Artık odada bile yalnız kalmaktan korkar oldu. Gündüz vakti ben korkuyorum anne canavar var deyip yanımdan ayrılmaz oldu. Geceleri bazen çığlıkla uyanıp canavar gördüğünü söylüyor. Bu yazıyı okumamış olsaydım sebebinin farkına varamayacaktım. Çocuklarımıza neler izlettiğimize daha fazla dikkat edelim.
Çocuklarda Caillou (Kayu) çılgınlığı ve olumsuz etkileri
Fransız yazar Christine L'Heureux ve çizer Hélène Desputaux'nun  yarattığı bir çizgi kahraman olan Kayu (ya da orijinal adıyla Caillou)  tüm dünyada 2-6 yaş arası okulöncesi çocuklarda tam anlamıyla bağımlılık  yaratı. Kayu ilk kez Kanada'da kitap serisi olarak çıkmış ve ardından  son 11 yıldır dünya televizyonlarında çizgi film serisi olarak  yayınlandı. Şimdilerde Kayu, İsviçre'den Almanya'ya, İspanya'dan  Dubai'ye gösterildiği 50'den fazla ülkede izlenme rekorları kırıyor ve  tüm Dünya da Kayu pazarı yaratılmış.
Dört yaşındaki bir çizgi film karakterinden, miniklerin ilk idolü  haline gelebilecek bir fenomenin nasıl doğduğu sorusunun cevabı Kayu'nun  günlük hayatı işlemesinde ve basitliğinde saklı.
Birçok anne baba çocuklarının Caillou(Kayu) fanatiği olmalarından  şikayetci durumunda. Caillou çizgi filminin çocuklar üzerinde nasıl bir  etkisi olduğunu küçük çocuğu olan tüm anne babalar tecrübe etmiştir.
Anne Babalar çocukları için endişeli!
Bir anne Caillou'dan dolayı kendi kızında gözledikleri olumsuzlukları şu şekilde dile getiriyor;
"1.Karanlıktan korkmayan (henüz korkmayı öğrenmediği için) kızım,  Caillou'nun karanlıktan korkması temalı bölümünü izledikten sonra  korkmanın ne olduğunu öğrendi ve bizim de kendisiyle gelmesini istemeye  başladı odasına giderken.
2. Yaşlanma ve ölüm temalı bölümü izleyen bir arkadaşımın kızı, kreşte sık sık annesinin yaşlandığını ve öldüğünü söylemeye başladı. Babasına sizin yaşlanmanızı istemiyorum, ölmeyin siz diyerek duygusal sahneler yaşadı ve yaşattı.
3. Kreşe giden ve kreşe alışkın olan kızım, sabahları ağlamaya başladıktan birkaç gün sonra ağlamadığı bir sabahın akşamında "anne ben artık arkadaşlarımdan utanmıyorum" diyerek beni dumura uğrattı. Biraz düşündükten ve endişeden sonra yakın zamanda izlediği Caillou'nun büyükbabasının arkadaşıyla tanışması ve "Caillou büyükbabasının arkadaşından biraz utanmıştı" cümlesi yankılandı beynimde. Daha önce sorduğu ama benim o an çok da üzerinde durmadığım "anne utanmak nedir, kötü bir şey mi?" sorusu da yine yakın zamanlarda gelen konuyla ilgili bir başka soruydu.
2. Yaşlanma ve ölüm temalı bölümü izleyen bir arkadaşımın kızı, kreşte sık sık annesinin yaşlandığını ve öldüğünü söylemeye başladı. Babasına sizin yaşlanmanızı istemiyorum, ölmeyin siz diyerek duygusal sahneler yaşadı ve yaşattı.
3. Kreşe giden ve kreşe alışkın olan kızım, sabahları ağlamaya başladıktan birkaç gün sonra ağlamadığı bir sabahın akşamında "anne ben artık arkadaşlarımdan utanmıyorum" diyerek beni dumura uğrattı. Biraz düşündükten ve endişeden sonra yakın zamanda izlediği Caillou'nun büyükbabasının arkadaşıyla tanışması ve "Caillou büyükbabasının arkadaşından biraz utanmıştı" cümlesi yankılandı beynimde. Daha önce sorduğu ama benim o an çok da üzerinde durmadığım "anne utanmak nedir, kötü bir şey mi?" sorusu da yine yakın zamanlarda gelen konuyla ilgili bir başka soruydu.
Şimdilik Caillou ile maceralarımız bunlar ama beni düşünmeye başladı.  Verdiği mesajlar çocuklar tarafından böyle mi algılanıyor yoksa sadece  benim kızım mı yaşıyor bunu diye merak ediyorum. Yine de artık Caillou  izlemiyoruz biz."
Annemizin bu endişesine kesinlikle katılıyorum. Tüm çocuklar bu  mesajları bu şekilde algılıyorlar. Caillou küçük çocukların idolü haline  gelmiş. Bu yaştaki çocuklar için bu kahramanın yaptığı her şey doğru  kabul edilir. Zaten bu yaşta çocuklar kendileri gibi olan bu çocuktan  hayatı öğreniyorlar. Fakat öğrendikleri bu hayat gerçeği yansıtmıyor.
Merkezimize gelen ailelerin yoğun talebi üzerine bu konuda yazmaya  karar verdim. Ardından Kayu'nun birkaç bölümünü hem Türkiye'de  yayınlandığı şekilde, hem de orijinal İngilizce dilinde dikkatlice  izledim ve dikkatimi çeken ilk olumsuzlukları bbelirtmek istiyorum.
Caillou (Kayu)'nun olumsuz yanları nelerdir?
Kayu, çocuklara farklı bir kültür öğretiyor !
Çizgi filmde ilk dikkatimi çeken kültürel farklılıklardı. Çocuk  sürekli annesine babasına teşekkür ediyor. "Thank you" aynen Türkçeye  çevrilmiş ve "sağol" gibi daha sıcak kelimeler kullanılmamış. Öncelikle  bizim kültürümüzde her şey için aile bireylerine teşekkür edilmez. Bizim  duygusal bağımızda, gülümsememizde salıdır teşekkürümüz. Teşekkür  resmiyetin, mesafenin göstergesidir. Teşekkür etmek çocuk ile anne baba  arasına mesafe koyar. Bizim kültürümüzde sevgi bağı çok kuvvetlidir ve  bireysel bir toplum değiliz.
Aynı zamanda kültürümüzde çocuklarımız bu filmde olduğu gibi adım  atmak için bile anne babalarından izin istemez ve bağımsız hareket eder.  Kayu nerdeyse soluk almak için bile annesinden, babasından izin  istiyor, her şey için teşekkür ediyor.
Bu haliyle Kayu abartılı bir şekilde kibar bir çocuk. Biz buna çocuk  değil ancak yetişkin diyebiliriz. Aslında çocuklarımız çocuk karakteri  içinde bir yetişkini model alıyor. Bu durum sağlıklı değil çünkü biz  çocuklarımızın bir yetişkin olmasını değil, çocuk gibi davranmasını ve  çocukluğunu yaşamasını istiyoruz.
Kayu, çocuklarda benmerkezciliği geliştiriyor!
Çizgi film genç anne baba ve 2 çocuktan oluşan çekirdek ailenin  hikayesinden oluşuyor. Fakat her şey Kayu'nun etrafında dönüyor.  Kardeşinin istekleri, ailenin hayatı geri planda tutulmuş. Çizgi filmde  benmerkezcilik ön planda yer alıyor. Kardeş sanki filmde bir dekor gibi  kullanılmış. Kardeş Kayu'yu mutlu etmek için figüran oyuncu gibi. Bu  durum görsel olarak da belirgin şekilde gösterilmiş. Çizgi film masal  kitabı gibi duruyor. Kayu dışında diğer objeler hareket etmiyor. Kayu ve  onunla ilgili kahramanlar hareket ediyor ve diğer objeler sadece hikaye  kitabının sayfası gibi hareketsiz ve basit duruyor.
Kayu'da gerçek bir aile dinamiği yok!
Aile sonsuz mutluluğun yaşandığı yer değil, toplumun en küçük yapı  taşıdır. Yani toplumda olduğu gibi ailede de anlaşmazlıklar çıkabilir.  Çocuk toplumda yer almadan önce ailede problem çözme becerisini  geliştirir. Fakat Kayu'nun ailesi öyle mutlu bir aile ki her şey hep  yolunda gidiyor. Daha doğrusu Kayu'yu mutlu etmek için aile seferber  olmuş. Ailede sorunlar Kayu'nun mutlu olacağı şekilde çözülüyor ve  gerçekçi değil. Çocuk hiçbir şekilde hayal kırıklığı yaşamıyor veya  "hayır" ile karşılaşmıyor. Kayu'nun en çılğın istekleri bile bir kılıfa  uydurulup karşılanıyor. Anne baba ise hep sakin, hiç sinirlenmiyor.  Mümkün mü bir annenin stesli olmaması, arada bir de olsa sinirlenmemesi?  Tabi ki mümkün değil.
Çizgi filmde tozpembe bir hayat var. Eğer çizgi filmin çıkış noktası  çocuğun günlük hayatı olmasa bir sorun yok. Fakat gerçek hayatı  işleniyorsa gerçek yaşam gibi olmalı. Fantastik bir öykü olsa çocuk,  bunların doğru olamayacağını yavaş yavaş anlar. Fakat çizgi film gerçek  hayatı gösterdiğini savunuyor bu nedenle çocuklar için tehlikelidir.  Çocuklar kendi anne babalarını Kayu'nun anne babasıyla karşılaştırıp  eleştirebilirler. Mesela, çocuk annesine; "Anne, Kayu'nun annesi onun  soğukta dışarı çıkmasına izin verdi sen bana vermiyorsun kötü annesin"  diyebilir.
Kayu'da çocuklar aptal yerine konuyor!
Kayu'da hayat o kadar yavaş ve sıkıcı ki çocuğun yaptığı her şey  hikaye okur gibi arka planda bir ses tarafından tarif ediliyor. Çocuğun  neden sonuç ilişkisi kurmasına fırsat verilmiyor. Örneğin "kayu çamuru  eline almış gülümsüyor" sahnesinde arka plandaki ses "Kayu çamuru elinde  tutmaktan hoşlanmıştı" diye ne olduğunu anlatıyor. Bizim kültürümüzde  çocuklar cin gibiler ve lep demeden leblebiyi anlayacak kapasitedeler.  Çocuklarımızın bu çizgi filmi izlemelerine izin vererek kapasitelerini  geliştirmek bir yana geriletmiş oluyoruz çünkü bu çizgi film çocukların  zihinsel faaliyetlerini yavaşlatır.
Kayu'nun çizimi de berbat bir durumda. Kayu, çizgi filmde maket gibi  duruyor. Kayu bir bebek gibi çizilmiş aslında 4 yaşında bir çocuk. Jest  ve mimikleri anlaşılmadığı için de arka planda bir ses çocuğun yaşadığı  duyguları tekrar ediyor. Ben Kayu'yu izlerken bir çizgi film izlemiş  gibi değil, sanki bir masal kitabının sayfalarını yavaş yavaş  çevriliyormuş gibi hissettim.
Kayu'nun eğitici bir yanı yok, ticari yanı dışında!
Kayu'nun izlediğim bölümlerinde eğitici bir yan bulamadım.  Çocuklarımız günlük hayatı zaten yaşayarak öğreniyorlar. Bunları  izleyerek öğrenmesine gerek yok. Çizgi film bir şey öğretmesinden çok,  kötü örnek olması ile ön planda yer alıyor. Örneğin Kayu'nun kahvaltı  yapması bile bir olay halinde gelmiş. Anne babanın gözü hep Kayu'nun  üstünde, onun için yaşıyorlar. Kardeş ise bir kenara itilmiş. Kayu'nun  Helikopter Anne Baba tanımına uyan anne babası var. İşlenen temalar  tamamen gerçek dışı bir aile dinamiğini sergiliyor ve çocukları olumsuz  etkileyecek niteliktedir.
Bunun yanı sırada çocuklar anne babalarına Kayu aksesuarları ve  oyuncakları almaları için ısrar ediyor. Kayu pazarı yaratılmış. Her  yerde Kayu ile ilgili eşyalar satılıyor ve çocuklar bunları almak için  tutturuyor, ağlama krizleri yaşıyorlar.
Bütün bu olumsuzlukları sadece birkaç bölümünü izlediğimde fark  ettiğim. Her bölümde farklı temalar işleniyor ve her tema ayrı ayrı  analiz edilmelidir. Temaların etkisi üzerine yazımın başlangıcında  annemizin kendi kızındaki gözlemlerine yer vermiştim. Buna benzer  örnekleri zaten çocuklarınızda gözlüyor olmalısınız.
Anne babalara önerim Kayu'yu çocuklarına çok sık ve düzenli  izletmemeleridir. Eğer çocuklar düzenli izlerlerse Kayu fanatiği  oluyorlar ve onun her hareketleri model alıyorlar. Çok mecbur kalırsanız  ara sıra izletebilirsiniz ama Kayu'nun çocuğunuzda bağımlılık yapmasına  izin vermeyin.
Çocuklarınızın Kayu fanatiği olmaması dileğiyle,
Pedagog Sevil Yavuz


0 yorum:
Yorum Gönder